İsfahan

Gerçekten de öyle. Her şehri ayrı güzel İran’ın ama İsfahan’ın yeri bir başka oldu bizim için. Şehrin düzgün yapısı, tarihi güzellikleri ve Nakş-ı Cihan Meydanı…

İran’a gitmeden önce Nakş-ı Cihan’ın namını duymuştum ama bu kadar etkileneceğimi tahmin etmiyordum açıkçası. Gündüzü ayrı, akşamı ayrı güzeldi.

İran’a bir daha gelme isteğimiz ise İsfahan’ı gördükten sonra oldu. Hem vaktimiz yetmedi hem de şehre doyamadık. Bu yüzden eğer İsfahan’a gitmeyi düşünüyorsanız en az 3 gün kalmalısınız.

Bir diğer tarihi köprü ise Si-o-se Pol Köprüsü. 297.76 metre uzunluğuyla Zayenderud nehri üzerindeki en uzun köprü unvanına sahip. Baraj seti olarak kullanılan köprü, hala suyu tutmak için kullanılıyor. 33 kemere sahip köprünün en önemli özelliği ise köprünün altında su olmadığı zaman İsfahan halkı, köprünün alt tarafında bulunan kemerlere oturarak bir yandan sohbet edip bir yandan da çaylarını yudumluyorlar.

Heşt Beşt Sarayı: İsfahan’da bir başka görülmesi gereken yer ise Heşt Beşt sarayı. Saray kadar içinde bulunduğu bahçe de adından söz ettiriyor.

Azadegan Tea House: İsfahan’ın merkezinde, dekorasyonuyla ilgi çekici bir mekan. Adı ‘tea house’ olarak geçse de İran yemeklerini de bulabilirsiniz.

Qeysarieh Cafe: Nakş-ı Cihan Meydanı’nın manzarasını tepeden seyretmek isterseniz meydanda bulunan bu kafeye gidebilirsiniz. Özellikle terasında akşam manzarası görülmeye değer.